Ceza Yargılamasında İstinaf Kanun Yolu
Ceza yargılamasında istinaf kanun yolu, ilk derece ceza mahkemesinin kararına karşı yasal süresi içinde yapılması gereken bir kanun yoludur.
Genel Anlamda İstinaf Kanun Yolu
Ceza yargılamasında istinaf kanun yolu, ilk derece ceza mahkemesinin kararına karşı yasal süresi içinde yapılması gereken bir kanun yoludur.
Kanun Yolu, davanın taraflarına yerel mahkemenin kararını yeniden incelemesi, kontrol etmesi ve gerekirse değiştirmesi için tanınan bir kanun yoludur. Bu, kararın hakkaniyet ve adalet standartlarını karşılamayabileceği, bazı noktaların gözden kaçabileceği ve kararın hukuka aykırı olabileceği gerekçesiyle yapılmaktadır. Ceza mahkemesi kararlarının diğer hukuki kriterlere göre bir üst mahkeme tarafından incelenmesini amaçlayan istinaf yolu, ülkemizde bu amaçla kurulmuş olan bölge mahkemelerinin ceza daireleri tarafından uygulanmaktadır.
İki Dereceli Yargı Sistemi
Ülkemizde dosyanın esası ve esas içeriğine ilk derece mahkemeleri karar vermektedir. Bu mahkemeler asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri olarak kurulmuştur.
İlk derece mahkemeleri, bir suçun yargılama ve kovuşturma aşamasını yürütmek ve savcının, Türk Ceza Kanunu hükümlerini olaya özel olarak uygulayarak hazırladığı iddianamede yer alan iddialara göre sanıkları yargılamak ve olaya özgü olaya ilişkin olarak sanıkları yargılamak amacıyla kurulan yargı organlarıdır. Kararın CMK hükümlerine göre gerekçelendirilmesi.
İstinaf ve temyizlerden sorumlu yüksek derece mahkemeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri ile Yargıtay Ceza Daireleri’dir. Bu mahkemeler suçun niteliğine göre dosyayı ve temyiz ve istinaf sırasında verilen kararları incelemekle yükümlüdür. Belirli yasal düzenlemeler çerçevesinde bu yüksek yargı mercilerinin, belirli suçların belirli kişiler tarafından işlenmesi halinde ilk derece mahkemesi olarak görev yapması da mümkündür.
Bir ceza davasında taraflar, ilk derece mahkemelerinin hüküm ve kararlarına karşı istinaf başvurusunda bulunduklarında, mahkemeler verilen kararları hukuka adil uygunluk veya hukuka ve maddi olgulara uygun olarak inceleme yetkisine sahiptir. adil, hakkaniyete uygun ve yargılama ilkelerine bağlılık ile kararın niteliğindeki değişiklikler yüksek mahkemelerin sorumluluğundadır.
İstinaf ve Temyiz
Yargı sisteminin iki dereceli olduğu ülkelerde, üst derece mahkemesi, genellikle temyiz mahkemesi olup, başvuru yolu da temyiz kanun yoludur. İlk derece mahkemelerinin kesinleşmiş kararlarının bir üst mahkeme tarafından yalnızca kanuna uygunluğu açısından incelenmesini sağlayan çözüm yoluna “temyiz” adı verilmektedir. Ülkemizde adalet alanında en yüksek karar organı Yargıtay’dır. Yargıtayın temel görevi, ülkedeki yasaların aynı yönde uygulanmasını sağlamak için mahkemelerin kararlarının hukuka uygunluğunu incelemektir.
İstinaf kanun yolu ülkemizde sonradan uygulamaya konulan bir hukuk yoludur. İstinaf “yeniden başlamak, baştan alma” anlamına gelir ve sürecin baştan itibaren tüm yönleriyle değerlendirilmesini içerir.
Temyiz mahkemelerinin en önemli işlevi, davayı her yönüyle yeniden incelemektir. Bir yüksek mahkeme olarak istinaf mahkemeleri bu nedenle davayı yalnızca hukuki açıdan incelemez. Temyiz mahkemelerinin aksine, sadece yasallığı incelemekle yetinmez; Olayı maddi yönüyle bambaşka bir açıdan inceliyor.
Temyiz; Mahkeme kararı, kanunun uygulanması açısından bir üst makam tarafından incelenir. İtiraz sürecinde bu kontrol hem hukuki açıdan hem de ceza muhakemesi açısından somut gerçeklere dayanılarak yapılmaktadır.
İstinaf İncelemesinde Verilebilecek Kararlar
İstinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararında hukuk kuralının yanlış uygulandığının tespiti halinde, ilk derece mahkemesi kararı bozulur. Dosya yeniden değerlendirilmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilir. İstinafta, istinaf mahkemesi, olaya uygulanan hukuk kuralının yanlış olduğunu tespit ederse, ilk derece mahkemesinin kararını bozarak kendisi yeni bir karar oluşturur veya dosyayı yeni bir karar için esas davayı gören ilk derece mahkemesine iade eder.
İstinafta, yeniden yargılama yapılır, alt derece mahkemesi değiştirilerek karar verilir ve hukuki incelemeye ek olarak maddi olgu incelemesi yapılır. Bu tür inceleme, istinaf kavramına karşılık gelir. Buna göre, sadece “onay” veya “bozma” olan kararlar istinaf incelemesi için uygun değildir. Nitekim, istinaf mahkemelerinde ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunursa; “onay” değil, “istinaf başvurusunun reddi” kararı verilir. İlk derece mahkemesi kararının hatalı bulunması halinde “bozma” değil “ilk derece mahkemesi kararının bozulması” kararı verilir.
İlk olarak, “hüküm” olarak kabul edilen ilk derece ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulur. İstinaf aşamasında verilen karar tarafları tatmin etmezse, istinaf aşamasından sonra istinaf mahkemesi tarafından verilen kararın niteliğine göre şartların varlığı halinde Yargıtay’a “İstinaf Hukuku” başvurusunda bulunulabilir.
Ceza davalarında istinaf hukuku başvurusunun şartları 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda (CMK md. 272-285) düzenlenmiştir. Hukuk davalarında istinaf hukuku başvurusunun şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir.
Ceza yargılamasında ilk derece ceza mahkemelerinin kesin kararlarına karşı kural olarak istinaf hukuku başvurusunda bulunulabilir (CMK md. 272/1).
Temyiz talebi, kanuni sürenin geçmesinden sonra veya temyiz edilemeyen bir karara karşı yapılmışsa veya temyiz talebinde bulunanın temyiz hakkı yoksa, kararı veren mahkeme dilekçeyi bir kararla reddeder (CMK md. 276/1).
Süresi içinde yapılan temyiz, hükmün kesinleşmesini engeller.
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Kararlar
Ceza yargılamasında temyiz edilemeyen ilk derece mahkemelerinin kesin kararları, 5271 sayılı CMK’nın 272. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
*Hapis cezalarından çevrilen adli para cezaları hariç, onbeşbin Türk Lirasına kadar adli para cezasına çevrilen mahkûmiyet kararları,
*Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adli para cezası gerektiren suçlardan beraat kararları,
*Kanunlarda kesin olarak yazılı olan kararlar,
Aleyhine istinaf kanun yoluna gidilemeyeceği kanun hükmüdür.
Öte yandan, 15 yıl ve üzeri hapis cezalarına ilişkin kararlar, temyiz başvurusunda bulunulmasa bile bölge adliye mahkemesince kendiliğinden incelenir (CMK md. 272/1-2. Hüküm).
Kanun, bazı ceza kararları için, cezanın ağırlığı dikkate alınarak temyiz incelemesinin re’sen yapılacağını hükme bağlamıştır.
İstinaf Talebinde Bulunulması ve Süresi
7499 sayılı Kanunla istinaf kanun yoluna başvurma süresi yeniden düzenlenmiş ve hükmün tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde hükmü veren mahkemeye gerekçesiyle birlikte dilekçe verilmesi veya mahkeme katibine beyanda bulunulması benimsenmiştir. Beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakim tarafından onaylanır.
Daha önce 7 gün olan istinaf başvuru süresi artırılmış ve uygulamada Zamanaşımı Dilekçesi sunularak kullanılan başvuru formu, verilen yasal süre açısından bir bakıma sona erdirilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvurma açısından ise yeni düzenlemeyle sürenin tebliğden (yüz yüze okumadan) ziyade gerekçeli kararın tebliğiyle başlaması benimsenmiştir. Bu hüküm savcılığın başvurusu açısından da geçerlidir.
Ceza muhakemesinde, ağır ceza mahkemelerinde görev yapan Cumhuriyet savcıları, ilk derece ceza mahkemelerinin kararlarına karşı, kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde o yer Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz edebilirler.
Cumhuriyet savcısı, yazılı talebinde itiraz sebeplerini gerekçeleriyle birlikte açıkça belirtir. Bu talep ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, bu husustaki cevaplarını tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde verebilirler (7499 sayılı Kanunla değiştirilmiştir).
MAKALEMİZİ DEĞERLENDİRMEYİ UNUTMAYIN !
Ceza Yargılamasında İstinaf Kanun Yolu - 100%
100%
Siz değerli okurlara doğru bilgiler aktarmaktan gurur duyuyoruz. Aklınıza takılan bir soru işareti bulunuyorsa makalemizin altında bulunan yanıt bölümünde sorularınızı ekip arkadaşlarımıza sorabilirsiniz. Ekip arkadaşlarımız sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyar. Hazırlamış olduğumuz bu makaleyi değerlendirmeyi unutmayın.