İnsan Ticareti Suçu (TCK m. 80)
İnsan ticareti, kadınların, çocukların veya diğer kişilerin zorla çalıştırılması, belirli hizmetlerin sağlanması, kölelik veya benzeri uygulamalara tabi tutulması veya vücut organlarının bir kısmının bağışlanmasına rıza gösterilmesi amacıyla temin edilmesi, kaçırılması, taşınması, nakledilmesi veya barındırılmasıdır.
İnsan Ticareti Kavramı Nedir?
İnsan ticareti, kadınların, çocukların veya diğer kişilerin zorla çalıştırılması, belirli hizmetlerin sağlanması, kölelik veya benzeri uygulamalara tabi tutulması veya vücut organlarının bir kısmının bağışlanmasına rıza gösterilmesi amacıyla temin edilmesi, kaçırılması, taşınması, nakledilmesi veya barındırılmasıdır.
İnsan Ticareti Suçu TCK m. 80 Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?
İnsan ticareti suçu TCK m. 80 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 80. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metni;
“(1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/3 md.) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir.
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.
(4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.” şeklindedir.
Suçun Maddi ve Manevi Unsurları Nelerdir?
Bu suçun maddî unsurları, kadın, çocuk veya diğer insanların tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmalarıdır. Ancak bu hareketler kişileri zorla çalıştırmak, bazı hizmetleri vermeye mecbur kılmak, adı geçenleri esaret veya benzerî uygulamalara tâbi kılmak yahut beden organlarından bazılarının verilmesine razı etmek maksadıyla icra edilecektir. Yani bu suçun manevî unsuru fiilin “Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” işlenmesidir.
Madde gerekçesinde önemli açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre;
Maddeye, Türkiye tarafından da onaylanan “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ve “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Ek İnsan Ticaretinin, Öncelikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol” hükümlerinin gereğini yerine getirmek üzere Tasarıda yer verilmiştir.
1990’lı yıllardan itibaren suç örgütlerinin, etkinliklerini sınırlar ötesi alana genişleterek, özellikle kadın, çocuk ve insan ticaretini örgütledikleri ve insanları bu uygar dünyada âdeta esarete tâbi kıldıkları görülmektedir. İşte bu nedenle, söz konusu Sözleşme ve Protokolün öngördüğü suçlara hukuk sistemimizde de yer verilmesi uygun görülmüştür.
Maddenin öngördüğü maddî unsurlar, kadın, çocuk veya diğer insanların tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmalarıdır. Ancak bu hareketler kişileri zorla çalıştırmak, bazı hizmetleri vermeye mecbur kılmak, adı geçenleri esaret veya benzerî uygulamalara tâbi kılmak yahut beden organlarından bazılarının verilmesine razı etmek maksadıyla icra edilecektir.
Maddenin birinci fıkrası, söz konusu maksatlarla gerçekleştirilecek maddî unsurların belirli araç fiillere başvurulması suretiyle gerçekleştirilmesini suçun oluşması bakımından gerekli koşullar olarak saptamıştır. Bu fiiller tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulama, nüfuzu kötüye kullanma, kandırma, mağdurların çaresizliklerinden yararlanma veya mağdurlar üzerinde sahip olunan denetim olanaklarından yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle gerçekleştirilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında, belirtilen amaçları elde etmek üzere girişilen ve suçu oluşturan yardımcı fiiller varsa artık, mağdurun rızasının yok sayılacağı belirtilmiştir. Örneğin bir kimsenin organlarını vermek hususundaki rızası, yukarıda belirtilen fiiller sonucunda elde edilmiş ise, suçun oluşması bakımından bu rıza yok sayılacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen amaçlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden başka bir yere götürülmeleri veya nakledilmeleri ya da barındırılmaları halinde, suçu oluşturan araç fiillerden hiçbiri kullanılmasa bile faile birinci fıkrada belirtilen cezaların verileceği açıklanmıştır. Bu şekilde, on sekiz yaşını doldurmamış çocukların birinci fıkrada belirtilen amaçlarla maddede öngörülen fiillere tabi tutulması, suçun oluşmasına imkân verecektir.
Maddenin son fıkrasında, bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında da bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı öngörülmüştür.
TCK’nın 80. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluşabilmesi için failin mağdura yönelik olarak “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliğinden yararlanarak rızasını elde etmek” biçiminde bir harekette bulunması ve bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekmektedir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden, hem de amaç hareketlerden en az birisinin bir arada bulunması gereklidir. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler ile mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler gerçekleştirilmelidir. Bu durumun tek istisnası, TCK’nın 80/3. maddesindeki “on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verileceği” yönündeki düzenlemedir. (Y18.CD, 26/04/2017 T., 2016/485 E., 2017/4650 K.)
Çocuk mağdurlara fuhuş yaptırılması:
Yargıtay 18.CD’nin 04/04/2018 tarih ve 2017/7373 E., 2018/5000 K. sayılı kararına göre, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve TCK’nın 80. maddesinde düzenlenen “insan ticareti” suçunun oluşabilmesi için failin mağdura yönelik olarak “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliğinden yararlanarak rızasını elde etmek” biçiminde bir harekette bulunması ve bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekmektedir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden, hem de amaç hareketlerden en az birisinin bir arada bulunması gereklidir.
Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler ile mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler gerçekleştirilmelidir. Bu durumun tek istisnası, TCK’nın 80/3. maddesindeki “on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verileceği” yönündeki düzenlemedir.
Yine Yargıtay 18.CD’nin 26/04/2017 tarihli kararına göre,
“Bu düzenleme uyarınca, çocuk mağdurların fuhuş yaptırılmak amacıyla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları durumunda suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da insan ticareti suçu oluşacak, mağdura karşı fuhuş yaptırmak saikiyle amaç fiillerin gerçekleştirilmesi durumunda ise, sanığın saikini gerçekleştirip gerçekleştirmemesinin insan ticareti suçunun oluşumuna bir etkisi olmayacağından, amaç fiilleri gerçekleştirdikten sonra saiki oluşturan eylemlerden olan fuhuş eyleminin yaptırılmasıyla ayrıca fuhuş suçu oluşacak, bu durumda ise, fuhuş suçu ile insan ticareti suçu arasında fikri ictima hükümlerinin uygulanması mümkün olmayacaktır.
Ancak, sanığın fuhuş yaptırdığı mağdurun 15 yaşından küçük olması halinde, fuhuş suçu ile birlikte işlenen cinsel istismar suçu arasında TCK’nın 44. maddesindeki koşullar oluşacağından, fail hakkında daha ağır ceza gerektiren cinsel istismar suçundan hüküm kurulması gerekecektir.
TCK’nın 6/1-a maddesinde, “henüz 18 yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlanan çocuk kavramının, yasakoyucu tarafından cinsel dokunulmazlığa karşı suçların düzenlendiği bölümde, “on beş yaşını bitirmiş”, “on beş yaşını tamamlamamış” şeklinde iki ayrı dönem olarak ele alındığı görülmekte olup, bu bölümde “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklar ile “on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını tamamlamamış” olan çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar farklı kategoride mütalaa edilmiştir. TCK’nın 103/1-a maddesinde, “onbeş yaşını tamamlamamış” olan çocuklara karşı her türlü cinsel davranış cinsel istismar olarak tanımlanmışken, aynı maddenin (b) bendinde ise, diğer çocuklar ifadesiyle “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” olan çocuklar kastedilerek bunlara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışların cinsel istismar suçunu oluşturabileceği kabul edilmiştir. Yasakoyucu bu maddede “on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını tamamlamamış”‘ olan çocuklara karşı rızalarıyla yapılan cinsel davranışları cinsel istismar suçu kapsamına almamış ve bu kategorideki çocukların rızalarına önem vermişken, “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel davranışı rızaları olsa bile çocukların cinsel istismarı suçu kapsamına almıştır. TCK’nın 104. maddesinde ise, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunmayı şikayete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen “cinsel istismar” suçunda, çocukların rızaları hukuken bir değer ifade etmeyecek, mağdurun rızası olsa dahi TCK’nın 26/2. maddesinde düzenlenen “ilgilinin rızası” biçimindeki hukuka uygunluk nedeninin uygulanması mümkün olmayacaktır.” (Y18.CD, 26/04/2017 T., 2016/485 E., 2017/4650 K.)
Suçun Faili Ve Mağduru Kimlerdir?
Bu suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Fail ve mağdur olmak için ek bir nitelik aranmamıştır.
Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır?
Suçun takibi şikayete bağlı değildir. Bu suç resen soruşturulur ve kovuşturulur.
Suçu Kovuşturmayla Görevli Mahkeme Neresidir?
Suçu kovuşturmaya görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.
Suçun Yaptırımı Nedir?
Suçun cezası sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezasıdır. Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirlerine hükmolunur. On sekiz yaşını doldurmamış kişilerin birinci fıkrada belirtilen amaçlarla tedarik edilmesi, kaçırılması, bir yerden başka bir yere götürülmesi veya nakledilmesi veya barındırılması hâlinde, suçla ilgili araç fiillerden hiçbiri kullanılmamış olsa bile faile bu cezalar hükmolunur.
İnsan Ticareti Suçu Yargıtay Uygulaması
Çocuklara fuhuş yaptırılması
Bu açıklamalar ışığında, suç tarihi itibariyle henüz 18 yaşını bitirmeyen çocuk mağduru, fuhuş yaptırmak amacıyla tedarik ederek onu bir yerden diğer bir yere götüren sanık …’nin, suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurmamış olsa dahi, eyleminin ayrıca TCK’nın 80/1. maddesinde düzenlenen “insan ticareti” suçunu da oluşturabileceği, bu durumda TCK’nın 44. maddesi uyarınca fikri ictimadan söz edilemeyeceği değerlendirilmekle, mahkeme tarafından dava zamanaşımı süresinde “insan ticareti” suçu nedeniyle de sanık … hakkında “suç duyurusunda” bulunabileceği öngörülerek, yapılan incelemede:
Sanıklar … ile …e yükletilen insan ticareti ve fuhuş, sanık …’ye yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, (Yargıtay 18.CD’nin 04/04/2018 tarih ve 2017/7373 E., 2018/5000 K. )
MAKALEMİZİ DEĞERLENDİRMEYİ UNUTMAYIN !
İnsan Ticareti Suçu (TCK m. 80) - 100%
100%
Siz değerli okurlara doğru bilgiler aktarmaktan gurur duyuyoruz. Aklınıza takılan bir soru işareti bulunuyorsa makalemizin altında bulunan yanıt bölümünde sorularınızı ekip arkadaşlarımıza sorabilirsiniz. Ekip arkadaşlarımız sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyar. Hazırlamış olduğumuz bu makaleyi değerlendirmeyi unutmayın.